Yemek, kilo, dış görünüş ile aşırı uğraşların olduğu ruhsal hastalıklardır. Anokresiya Nervosa, Blumia Nervosa, Tıkınırcasına Yemek Yeme Bozukluğu ve Başka Türlü Adlandırılamayan Yeme Bozuklukları olarak sınıflandırılmıştır.
Anokreksiya Nervosa: Genellikle ergenlik döneminde başlangıç gösterir. Binde bir gibi nadir olarak görülür. Erken çocukluk çağlarından ergenlik dönemine uzanan bazı duygusal, travmatik yaşantılar, ergenlik dönem özellikleri ile beraber bu hastalığı ortaya çıkarır. Zayıf bir bedene sahip olma isteği, kilo almaktan aşırı korku, sürekli kalori hesaplama, fiziksel aktivitesini aşırı arttırma, kusma, bağırsak boşaltıcı ya da idrar söktürücü ilaçlar kullanma, aşırı kilo kilo verme ve adet görmeme Anoreksiya Nervosa belirtileridir. Çok miktarda kilo verdiği halde hala kendisini kilolu olarak algılama durumu söz konusudur. Yiyecekleri saklama, sürekli bedenini ölçme gibi davranışlar içerisinde bulunur. Aşırı zayıfladığına dair söylemlerle ikna olmaz. Kilo ve yemek ile ilgili uğraşıları sürer gider. Bütün vücut işlevleri bozulmaya başlar, kullanılan bağırsak boşaltıcı ve idrar söktürücü ilaçlarla ya da aşırı egzersiz, kusma eylemleri ile vücudun sıvı elektrolit dengesi bozulur. Böbrek, karaciğer yetmezliği gibi durumlar ile vucutta yararlı olan yağlar kalmadığı ve oluşmadığı için hormonal dengede ciddi anlamda bozulma, kalp yetmezliği, bilinç bulanıklığı, damar sorunları gibi ölümcül olabilen durumlar görülür. Psikiyatrist, Dahiliye uzmanı, Kardiyolog, gerekirse diğer branş hekimleri ve Diyetisyen ile birlikte multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Hatta ve hatta yoğun bakım koşulları bile gerekebilir.
Gerekli olduğu durumlarda genel tıbbi tedavi yapılması gerekir. Ancak esas tedavi biçimi psikiyatrik tedavidir. Bireysel ve grup terapileri ve aile terapileri tedavide ön plandadır.
Blumia Nervosa: Blumia Nervosa genellikle 1 yıl ya da daha uzun süre diyet yaptıktan sonra gelişir. Kilo verme ya da kilo vermede başarısız olunduğu durumlarda tıkınırcasına yeme atakları ve sonrasında pişmanlık ile kendi kendini kusturma olur. Tıkınma ataklarında depresyon, çevre baskısı, sert özeleştiri olur. Bir süre geçtikten sonra kendi kendini kusturma yerini, midede rahatsızlık hissi ile müdahalesiz kendiliğinden kusmalara dönüşebilir. Bu kişilerde kilo dalgalanmaları oldukça sıktır. genellikle normal kiloda ya da hafif toplu olurlar. Yanında kimse yokken yalnızken yemeyi tercih ederler. Oldukça sık görülür. Blumialı kişilerin yaklaşık %10 kadarı şişmandır. Tıkınırcasına yemek bir ödül gibi bir rahatlama aracı gibi görünse de kısa süre sonra pişmanlık duygusu ile kusmalar başlar. İlişkilerde sorun yaşama düzeyi ve kaygı düzeyi yüksek , dürtülerini kontrol edemeyen, kilo, yemek konuları ön planda olmak üzere çeşitli obsesyonel düşünce uğraşları ya ya obsesyonları olan, benlik saygıları düşük, depresyona eğilimli, alkol ve madde kötü kullanım oranları yüksek kişiler olarak çoğunlukla karşımıza çıkarlar. Birtakım fiziksel sorunlar Blumia Nervosada da görülür. Sürekli kusma nedeniyle dişlerde çürüme, diş eti sorunları, sık kilo alıp verme ve buna bağlı insülin direnci, diyabet, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, sıvı ve elektrolit dengesinde bozulma, tükrük bezlerinde büyüme, mide genişlemesi, yemek borusu hasarı gibi fiziksel sorunlar görülebilmektedir. Tedavisinde tıbbi tedavi yanısıra psikiyatik ilaç kullanımı, bireysel ve grup psikoterapileri yapılması gerekmektedir.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Kısa süre içerisinde ( 2 saat ve daha az) aşırı miktarlarda yemek yeme durumudur. Adete yeme krizlerdir. Bu bozuklukta kusma, aç kalma, egzersiz, bağırsak boşaltıcı ya da idrar söktürücü kullanımı bulunmamaktadır. Bu bozukluk genellikle süregen olarak görünür. Obesite genellikle görünür. Sıklıkla gece yeme krizleri şeklinde görülür. Metabolik sendrom mevcuttur (aşırı kilo, hipertansiyon, diabet, hiperkolesterolemi). Sebepleri diğer yeme bozukluklarında olduğu gibir.
Genel olarak yeme bozuklukları diyet yapma, kabul görme, fiziki görüntüsünün yeterli, hoş olmasını isteme motivasyonu ile başlıyor. Altta yatan ana sebeplerle birlikte yeme bozuklukları sonucunu ortaya çıkarıyor. Çeşitli mesleklerde daha fazla görülebilir. Özellikle görselliğin ön planda olduğu mankenlik, oyunculuk, şarkıcılık vb gibi meslekler yanısıra kilo alınmaması gereken jokeylik gibi mesleklerde de görülebiliyor. Her diyet yapan ya da her görselliğin ön planda olduğu kişi yeme bozukluğu olmuyor. Altta yatan kişinin baş etme becerileri, kullandığı savunma mekanizmaları gibi pek çok psikolojik etmenler yeme bozukluklarını ortaya çıkartmakta.
Psikiyatrik bir tedavi temelinde pek çok branş hekiminin tedaviye dahil olması gereklidir. Bireysel ve grup psikoterapileri, aile tedavileri, psikoeğitim, beslenme programının oluşturulup uyum sağlanması olumlu sonuçlar açısından son derecede önemlidir.
Günümüzde obesite büyük bir sorun olarak çığ gibi büyümektedir. Biyolojik temelleri de olan obesiteyi aynı zamanda bir yeme bozukluğu olarak da ele almak gerekmektedir. Özellikle tıkınırcasına yeme atakları obesitede sıkça eşlik ettiği düşünülürse bir yeme bozukluğu tedavi modeli uygulanmalıdır.